Hem reel hem de nominal faizlerin yüksek
olması bir süredir hisse senedi piyasasını baskı altında tutuyor.Son dönemde
hisse senedi yatırımcılığıyla yeni tanışmış bir çok yatırımcının şimdilerde
Borsa İstanbul’a lanet ediyor olduğunu tahmin etmek zor değil.Ama hisse senedi
yatırımı böyle bir şey işte.Uzun vadeli ve değişken getirili.
Son gelen yatırımcılar için yönetilmesi gerçekten
de zor bir dönem oldu.Uygulanan normal ve rasyonel olmayan para politikasının
sonucunda hisse senedine çok miktarda fon ve yatırımcı akın etti.Bunun gel-git
etkisi de haliyle büyük oldu.Denizciler bilir bazen en iyi yelken trimini yapsanız bile eğer gel-git akıntısı açısından en yüksek dönemdeyseniz ya da
gel-git etkisinin çok yüksek olduğu bir coğrafyadaysanız ters akıntıda ya
yerinizde sayarsınız ya da aşırı eforla bile çok az yol alırsınız.Aşırı negatif
faiz bölgesinden pozitif reel faiz bölgesine geçince hisse yatırımcıları için
de böyle zor bir dönem yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor.Sene sonunda beklendiği
gibi nominal faizler inmeye başlasa bile reel faizlerin yine de yüksek kalmaya
devam etmesi enflasyon beklentilerinin iyileşmesi açısından gerekli gibi
gözüküyor.
Geçtiğimiz çılgın dönemde hisse yatırımcılığına
adım atanlar açısından yönetilmesi en zor kısım ise bu çılgın med yani gel
aşamasında yaşanan halka arz bolluğu ve bazı hisselerdeki spekülatif balon
oluşumu oldu. Türkiye’nin AB üyelik başvurusu heyecanı dönemi de dahil benim
şahit olduğum hiç bir dönemde ana hissedarlar şirketlerini bu kadar elverişli
şartlarda halka arz edemedi ve spekülatörler de bu kadar kolay spekülasyon
zemini bulamadı.Bu yüzden bu dönemde Borsa İstanbul’a bir çok mayın saçıldı.Bu
dönemde hak edilmemiş bir çok değer seviyesi şimdi cezir yani git aşamasında ya
gerilemeye devam edecek ya da uzun süre yatırımcılarına reel olarak
kazandırmayacak.
Bu mayınlardan uzak durulmuşsa ve portföy
dağılımı dengesiz değilse önümüzdeki süreci yönetmesi bence çok da zor değil.Eğer
benim gibi uzun zamandır da hisse yatırımcısıysanız sert havalara ve ters
akıntılara alışık olursunuz ve tekne 4-5 metre dalgalardan bile düşerken ya da
akıntıda bocalarken kahvenizi içmeye devam edebilirsiniz.
Rüzgar bazen arkadan bazen kafadan
gelir.Bazen az eser bazen de fırtınaya döner.Bazen ters akıntı oluşur bazen de hiçbir
şey yapmadan akıntı sizi istediğiniz yere götürür.Önemli olan teknenin sağlam
olması ve kaptanın yelkenleri havanın şartlarına göre trim ederek rota planını oluşturması.Bu
yüzden elbette negatif reel faizlerin olduğu bir dönemle yüksek reel faizlerin
olduğu bir dönemin portföy dağılımı farklı olacaktır.Ama hisse senedi portföyde
her zaman olur.Madem hava sert ne işimiz var denizde de denebilir.Tekneler nasıl olsa marinalarda güvende olur.Ama yol
alabilmek için açılmak gerekir ve sürekli sakin hava kollayan denizci de marinadan
çıkamaz.
Yelken yapanlar bilir.O oynak ve güvensiz
görünen araç doğanın büyük gücü karşısında suyun üzerinde kalır ve yoluna devam
eder.Ama zaten bunun için yapılmışlar.Yeni denizciler seyirde fırtınanın
ortasında kaldıklarında bir daha denize çıkmayacaklarına dair kendilerine söz
verseler de çok azı haricinde fırtına dinip de tekne bir limana girdikten sonra seyirden keyif
bile almış olurlar.Fırtınalar atlatılır.Yeter ki fırtınanın ortasında panik yapılmasın .Ama
eğer bu yapılırsa hem denizci hem de tekne kalıcı olarak zarar görür.