27 Şubat 2025 Perşembe

Retrospektif-5

2009'da Amsterdam Schiphol Havalimanı'na inerken yaşanan  kaza  dünya finansal krizinin üstüne THY için tuz ve biber oldu.O dönemde piyasa değeri 600  milyon  dolara kadar düştü.Şirkette biraz pozisyonumuz vardı. Yatırımcı ilişkileriyle görüşüyor hem kazanın etkilerini hem de şirketi daha fazla anlamaya çalışıyorduk.  Şirketin her şeye rağmen iyi gittiğini biliyorduk.Zor bir sektörde faaliyet gösterdiği ve kamu kurumu olduğu için ağır bir iskonto yiyordu.Ama şirketin piyasa değeri 600 milyon USD’ye indiğinde şirketin kasasında neredeyse 1 milyar USD  vardı. Ve mevcut fiyatlamayla ilk defa bir şirket yıl sonu tahmin ettiğimiz 1 yıllık karının altında bir piyasa değeriyle işlem görüyordu.Yani THY için fiyat/kazanç çarpanı değil kazanç/fiyat çarpanı vardı! Hava trafiği rakamları o zaman da DHMİ tarafından aylık açıklanıyordu.Biraz da bilançoya hakimseniz THY karlılığı takip edilebilir bir şirket. Bu yüzden  THYAO da bir değer yatırımcısı için her şey vardı:Kelepir fiyat,yüksek karlılık,yüksek büyüme ve çok yüksek güvenlik marjı.Böylece bu dönemde THY pozisyonunu bir yatırım fonunun alabileceği en büyük oran olan yüzde 10’a taşıdık. Daha fazla taşıma limitimiz olsa o kadar daha alırdık.

Krizden sonra en hızlı toparlayan hisselerin başında THY geldi.Mark Mobius uzun süredir Templeton adına tuttuğu hisseleri 1 milyar dolar piyasa değeri üzerinden satmasına rağmen portföylerde  tutmaya devam ettik.Ve yatırımcılarımız adına hem mutlak hem de göreli iyi bir getiri sağladık.

Yurtdışında fonumuzu anlatmaya gittiğimizde hikaye olarak portföyde tuttuğumuz ASELS’ını çok örnek verdiğimi ve Türkiye’nin savunma sanayiinde büyük atılım içinde olduğunu çok söylediğimi hatırlıyorum.Aselsan o zaman küçük-orta ölçekli şirket sayılırdı.Bugün Borsa İstanbul’un dinamolarından biri.

Bunların yanında yine genelde kurumsal yatırımcıların da yatırım yaptığı ama faaliyetlerini yakından takip ettiğimiz için beklentilerin ötesinde performans göstereceğini düşündüğümüz ARCLK, FORD, TTRAK, TOASO, AYGAZ gibi  genellikle Koç Grubunun sanayi hisselerinde de pozisyonlarımız oldu.İyi bir hisse ararken Koç ve SİSE grubu şirketleri radarımıza çok girdi.Bu şirketler araştırma şirketlerinin kapsadığı ve yabancıların da çokça pozisyon almış olduğu şirketler olduğu için fiyatları genelde yatırımcıya pek fırsat vermez.Ama AYGAZ gibi bir ara enerjideki iştirakleriyle gizli değer taşıyan;TOASO ve FROTO gibi Türkiye’nin ve grubun dünya otomotiv sanayiinde aldığı güçlü pozisyondan beklentilerin üzerinde olumlu etkilenen;tarım taşıtları segmentinde en önemli rakibi UZEL’in mali zorluğa düşmesiyle oluşan boşluğu değerlendiren TTRAK’ta piyasaya göre daha iyimser fiyatlamalar yaparak sabırlı yatırımcı olmaya başardık.Piyasa çöküşlerini de bu şirketlerde pozisyon artırmak için değerlendirdik.

Getiri rakamlarına bakıldığında fonun gösterdiği yüksek performansın arkasında bunlar gibi şirket hikayeleri var.Bu demek değil ki her tuttuğumuz altın oldu.Yanlış yatırım kararı verdiğimiz şirketler de oldu. Ama en çok da erken sattığımız şirketler oldu.Portföydeki 10 yatırımdan sadece 2 ya da  3’ü çok iyi çıksa zaten fark oluşuyor.Warren Buffet’ın da bir kaç iyi yatırımı çıkarılsa geriye daha sıradan bir tarihsel getiri kalırdı sanırım.

Hisse yatırım kültürü ve kurumsal yatırımcı tabanı henüz güçlü olmadığı için o zamanlar özellikle endeks 30 şirketleri dışındaki şirket yetkilileri “ ben hisse fonu yöneticisi olarak şirketinizi ziyaret etmek istiyorum dediğimde şaşırdıklarını ve “neden ziyaret etmek istiyorsunuz” diye sorduklarını hatırlarım.Eğer görüşülen patron değil de muhasebe ve finans departmanı yöneticiyse en ufak bir şey söylemeye de korkardı.Şirketi önceden çalışıp gittiğimiz için son finansallarından rakamlar vererek; halka açık şirket olduklarını ve bunları zaten paylaşmış olduklarını hatırlatır onları rahatlatırdık. Rakamları zaten takip ediyorduk ama bu ziyaretlerde anlamaya çalıştığımız rakamların ardındaki iş modeli ,sektör dinamikleri ,yönetim kalibresi,azınlık hissedarlara karşı etik olunup olunmadığı ve şirketin gelecek dönemlere ilişkin büyüme beklentisi idi.Bunu da şirkete dokunmadan yapmak gerçekten  zor.