Bir hissenin fiyat/kazanç oranı yatırımcı
için iyi bir göstergedir.Reel faizin negatif olduğu düşünülürse Borsa İstanbul’un
varolan çarpan ortalaması büyük bir
felaket öngörünüz yoksa oldukça iyi sayılabilir.Eğer ortalamadan daha düşük
çarpanlı iyi bir şirket bulunursa bu daha da iyi yatırım olur.
Yatırım şirketlerindeki araştırma
departmanları kazanç rakamı olarak şirketin geriye dönük son dört çeyrek
dönemin net karını kullanırlar.Ya da eğer şirket, araştırma departmanının
kapsamı altındaysa en fazla yıl sonu kar tahminini içeren bir fiyat/kazanç
oranı kullanır.Geriye dönük dört dönem karı ile üretilmiş fiyat/kazanç çarpanı
bence basit ama faydalı bir göstergedir.
Ama aslında gerçekçi bir fiyat/kazanç
oranı tahmini yapabilmek için şirketin ve sektör dinamiklerinin çok iyi
bilinmesi ve şirket yöneticilerinden güncel projeksiyonların alınması gerekir.Bu
noktada şirketlerin düzenlemekte oldukları yatırımcı sunum ve toplantıları çok
önemlidir. Her çeyrekte finansallar açıklandığında güncelleme gerekebilir.Yine
şirketlerin yatırımcı ilişkileri sitelerinde yayınladıkları detaylı yıllık
faaliyet raporları hem şirketleri ve iş modelini daha yakında tanımaya hem de
geleceğe dönük tahmin ve değerlemeleri üretmeye yardımcı olur. Berberden ve
garsondan gelen duyumlarla hareket etmek yerine oturup bu faaliyet raporlarını
okumak çok daha iyi sonuçlar verebilir yatırımcı açısından.
Oranlar konusunda yine de şunu
unutmamak lazım:Bu oranlar mali tablolar kullanılarak hazırlanır ve muhasebe de
kolay manipüle edilebilen bir alandır. Her ne kadar mali tablo hazırlama standartları
yükseltilmiş olsa da eğer niyet bozuksa mali tabloların manipüle
edilmesi çok da zor değil. Hasılatın uygun olmayan şekilde kaydı,
varlıkların fazla gösterilmesi, giderleştirilmesi gereken kalemlerin
aktifleştirilmesi, giderlerin ve/veya borçların az gösterilmesi gibi
basit uygulamalarla kar ayarlaması ve bilanço makyajı kolaylıkla
yapılabilir.Özellikle yeniden değerleme sonucu faaliyet dışı gelirlerin bir
defalık kar yazılması bu oranı tamamen yanıltıcı duruma getirebilir.Ya da
şirket büyük yatırımlar yapıyordur ve bunların amortisman giderleri cari
dönemin kar kısmını çok baskılıyordur.Bu durumda da iyi bir yatırım
sayılabilecek bir şirketin fiyat/kazanç çarpanı yüksek çıkabilir. Bu yüzden de zaten
bir şirketin kar zarar tablosu her zaman nakit akış tablosuyla da kontrol
edilmelidir.
Bu açıdan sanayi şirketleri için
VAFÖK/Şirket değeri oranı bir yatırımcıya daha sağlıklı şeyler söyler.Kişisel
deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki sanayi şirketlerinde VAFÖK/Şirket
Değeri çarpanı yatırımcı için en yararlı temel göstergedir. Burada da kritik
soru şirket büyüyen bir sektörde mi ya da ivmesini kaybetmiş ölen bir sektörde
mi yer alıyor sorusudur.Eğer şirket faaliyetleri ivmesini kaybeden ya da ölen
bir sektördeyse bu şirket, faaliyeti sonlanana kadar yanıltıcı biçimde ucuz göstergesi
üreten düşük çarpanlarda kalabilir.Öte yandan sektör veya şirket büyümesi erken
evrede ve geleceğe dönük güçlü bir beklenti varsa yüksek çarpandan almak da akıllı
bir yatırım olabilir.Bu tarz şirketlerde oranları geleceğe dönük beklentilerle oluşturabilmek
bu açıdan önemli.Yoksa iyi şirketler filtereye hep takılır ve fırsatlar kaçar.